29 Mayıs 2012 Salı

O GEMİ :)

     Şu anda bu şarkıyı dinleyerek nasıl mutlu oluyorum hiç sormayın. :)

26 Mayıs 2012 Cumartesi

ÖDEV

     Bir ödevimiz vardı bizim sanırım bu ayın başında teslim etmiştik camii araştırması.Bu ödev sayesinde konuşmaya başladığım bir arkadaşım var benim.Aynı sınıfta değiliz.Ödev hakkında benden bilgi istemişti bende anlatmıştım falan sonra normal konuşmaya başladık o gün bugündür konuşuruz,eğleniriz,saçmalarız.Yaz gelse de daha çok konuşsak deriz.Çünkü eğleniyorum yani.Neyse bakın bu hafta iki arkadaşım ile ilgili yazı yazdım.Neyse kendinize iyi bakın. :)

22 Mayıs 2012 Salı

MARIO

     Biz okulda çok sevimli bir arkadaşa kısaca Mario deriz.Mantar yemeyi sevmiyormuş ama o sonsuza kadar bizim okulun Mario isimli kızı olarak kalacak.Bugün okumadığımız kitaptan 100 soruluk test olduk.Daha doğrusu bir yarışma mıymış neymiş öyle.Bu konuda koridorda konuşurken "Bunu da bloguna yazda okuyalım." dedi.Bende okuyucu meraklısı insan nasıl sevindim.Yazıyı da yazdım işte şimdi buraya.İyi ki varsın Mario.Ben ders çalışmaya gidiyorum iyi günler :)

20 Mayıs 2012 Pazar

TAK!

     Az önce yaşadığım olay çok küçük bir şeydi ama beni neden bu kadar etkiledi anlamadım.Sadece tam güzel bir anda,bazı şeyler iyiyken,güzel bir gün olduğuna inanırken sadece 2 cümle beni kızdırdı,şaşırttı,gülümsetti ve kaderin bir oyunu dedirtti.Evet bu duyguların hepsini bir anda ve başlığa göre de "Tak!" diye yaşadım.Aslında kaderin bana bir oyun hazırladığını veya uzun zamandır tadılmayan sabır duygusunu tatmanın vakti geldiğini düşündüm.Hala küçük bir etkisindeyim ama ne yapacağımı biliyorum.
     Yapacağım şey farklı bir konuya geçmek.Bizim sınav haftalarımız başlıyor malum.Yani yokum ortalıkta yine.Ama 2 hafta sonra gerek okulların kapanacak olmasının verdiği şarkıdaki gibi "biraz ayrılık biraz hüzün" ama yanı sıra birazda rahatlamak iyi olacak sanki.Bu yıl benim için en hızlı geçen yıldı sanırım.Artık bitiyor zaten.Bakalım gelecek yıl neler getirecek?Cidden çok merak ediyorum.Neyse şimdilik bu kadar.Görüşmek üzere. :)

10 Mayıs 2012 Perşembe

HER ŞEY GÜZEL OLACAK.

     Aslında yukarıdaki başlığın sert değil gayet melodik bir şekilde okunması gerekiyor bilginize.Evet eminim ki herkesin hayatında iyi kötü bir şeyler oluyor.Ama ben her şeyden sonra bunu söylerim kendime."Her şey güzel olacak."Genelde de bu ilkeyle yaşarım.Önemli olan burada güzel şeylerin olacağına inanmak ve o şeyin hayalini kurmak.Mesela biz geometri dersinde 10 soru çözebilirsek tuttuğumuz dilek gerçek olur diye ders başında dilek tutarız.Benim bugüne kadar dilediklerimden 1 tanesi hariç oldu.Birde onun hayalini kurup onu kendinize çekmeniz önemli bir etkenmiş meğer.Artık daha da farklı dileklerimle geometri dersinde olacağım.Ne olursa olsun bence her olaydan sonra hayatınızın dahada iyileşeceğine inanın.Evet inandıkça gerçekleşme yüzdesi daha fazla.Görüşürüz. :)

7 Mayıs 2012 Pazartesi

KÜÇÜK BİR ŞEYLER

     Aslında ne yazacağımı bilmiyorum.Sadece belki saçmalarım ya da belki ciddi ciddi bir şeyler yazarım diye başladım.Ben her zaman başlığı ilk koyar sonra yazıyı yazarım.Şimdi küçük kısa bir şeyler anlatmalıyım bence başlığa uygun olsun diye.Ama bulamadım.Zaten bir garip gündü.Evet,çünkü hiç beklemediğiniz ya da o olursa çok kötü olur dediğiniz hatta dün akşam olursa ne olur dediğiniz bir şey başınıza geliyor ve üzülüyorsunuz.Ama neyse derler ya hani "hayatın cilvesi" şeklindeki kalıp ifadeyi sanırım öyle.Çok uzun bir cümleydi ve okuduğunuzda anlamazsanız suç sizde değil bendedir inanın.Şimdilik bu kadar ne saçmaladım ne adam gibi bir şey yazdım.Ama neyse görüşürüz. :)

3 Mayıs 2012 Perşembe

ÖZLEDİM

     Bir çokomel klasiği olarak yine kayboldum ortalıktan.Ama özlemişim yani.Bu süre içerisinde kumanda panelinde çok fazla vakit geçirdim.Ama nedense yazmadım işte.Aslında konumda yoktu.Çünkü genelde normal gidiyor her şey.Bir aksiyon yok yani.
     Neyse şu anda yazdığıma göre konum olmalıydı değil mi?Ama yok yani.Sadece takılıyorum öyle.Aslında nedenini bilmediğim halde canım sıkkın.İçimde de bir sıkıntı.Neyse şimdi aklıma geldi.Bu blogu ilk açtığımda yağmurlu bir günde yazdığım yazı vardı.Ama yayınlamayı becerememiştim.Taslaklardan da başka yağmurlu günde yayınlarım diye silmemiştim.Elbet bir gün o yazıyı yayınlayacağım yıllardan bilmem ne başlığıyla.Ama o yazıya ulaşmak için İstanbulda gri bulutlar olması şart.Çünkü yazdığım gün öyleydi.Şimdilik bu büyük sırrı(!) paylaştım.Belki daha sonra tekrar yazarım.Görüşmek üzere. :)